Mickey 17 (2025) – Varoluşun Döngüsünde Bir Bilim Kurgu Alegorisi Bong Joon-ho’nun Mickey 17, ölüp tekrar dirilen “harcanabilir” klonlardan biri olan Mickey Barnes’ın hikâyesini anlatıyor. Buzlarla kaplı Niflheim gezegenine gönderilen Mickey, kendi varoluşunun kırılganlığını sorgularken, sistemin çarkları arasında ezilmemek için mücadele eder. Bong’un önceki filmlerinde olduğu gibi sınıfsal adaletsizlik, bireyin toplum içindeki yeri ve etik açmazlar filmde önemli bir yer tutuyor. Yönetmenin görsel dünyası ve metaforik anlatımı, klasik bilim kurgu kalıplarını aşarak düşündürücü bir deneyim sunuyor. Robert Pattinson’ın başroldeki performansı dikkat çekerken, hikâyenin temposu ve anlatı yapısı bazı eleştiriler alıyor. Mickey 17, hem derinlikli anlatımı hem de felsefi sorgulamalarıyla Bong Joon-ho’nun filmografisinde özel bir yere oturuyor. Ancak temposu ve anlatım tarzı herkese hitap etmeyebilir.
Batman ailesi günümüze döndüğünde Japonya'nın ortadan kaybolduğunu ve dev bir adanın - Hinomoto - Gotham Şehri'nin üzerinde gökyüzünde olduğunu keşfeder. Adanın tepesinde, onur ve insanlıktan yoksun bir şekilde hüküm süren ve Adalet Birliği'ne şüpheli bir şekilde benzeyen süper güçlü bir grup olan Yakuza oturmaktadır. Şimdi Gotham'ı kurtarmak Batman ve müttefiklerine düşüyor!
Öksüz kalan bir genç kız, uzun zaman önce kaybettiği erkek kardeşini bulmak için gizemli bir robotla düştüğü yolda alaycı bir kaçakçı ve onun muzip yardımcısıyla iş birliği yapar.